30 Ağustos 2009 Pazar

Ennio Morricone























...Ekşi Sözlükten...

Sinema tarihinin ilahları kimse, morricone o esamenin en kudretli olanlarından. kendisini ne zaman aklımdan geçirsem görkemine sonsuz bir hayranlık duyarım. bestelerinin müzik zevkimi zaptetmesinin ardından film ve müzik arasındaki ilişkiye çok daha önem verir oldum. epey öncesinden, yıllar evvelinden bahsediyorum. kısacası elin italya'sında doğmuş bir romalının ta bende yarattığı mutluluğun tuhaflığını anlatmaya çabalıyorum.

Onun filmlerinden soyutlanarak algılanabilecek hale gelmiş bestelerinin o kuvvetli tesirinin sebepleri sadece kabiliyetle açıklanabilir mi bilemiyorum. bunda ikinci dünya savaşı'nda bombardımana tutulmuş bir şehrin çocuklarından biri olmasının etkisi olamaz mı? ya da o yıllara ait unutamadığını söylediği en korkunç trajedilerden açlığın? muhakkak. mussolini ve hitler diktatörlüğüne yakından şahit olmuş bir çocuğun sanatı sinemayla birleşince elbette bir harikalıklar koleksiyonu meydana gelirdi şüphesiz. öyle de olmuş.

Ennio Morricone çocukluk arkadaşı sergio leone'yle, isimlerinin oluşturduğu bu melodik ahengi sinema tarihine de aksettirmeyi başarınca muhtemeldir ki sinemayı seven herkesin algısı değişti. bu büyük bir iddia değil. her ikisnin de stilleri çokça taklit edildi ve ilham verdi. çiftliğin kloş etekli kızını kapan fularlı kovboyla ona eşilk eden silik senfonik müzik, yerini kirli, sakallı,pançolu,toz içindeki meçhul gaddar kahramanlarla bu tabloyu tamamlayan hatta ateşleyen ıslıklı,mızıkalı, yüksek gerilim yayan notalara bıraktı. şahsî fikrim bu sınırı aşma noktasına ise yine bu ortaklığın zımnî mensubu Clint Eastwood gelebildi.

Morricone belki hiçbir bestesini ödül için porteye yazmadı. akademi her yıl saçma sapan düetlere, sadece armonik olduğu için dinlenilebilir kılınmış fon müziklerine oscar'ı yollarken morricone kenarda bekledi. bir zamanlar amerika'da ise talihsizliğine kurban gitti, yapımcı oscar'a başvurmayı unutmuştu. morricone ihtirasa kapılmadan beklemiş oldu, ta ki 2007'de onur ödülü alana kadar. bir eseri değil, kendisi aldı ödülü. muhtemelen academy ayıbını örtmeye çabaladı. fakat morricone alçakgönüllüydü. clint eastwood elini tutarken gözlerinin dolmasına ve sesinin titremesine engel olamadı. sinema tarihinin bir türüne makas değiştirtenler arasında dimdik duran bu italyan milyonlarca insanın önünde italyanca konuşup ağladı. karısına şükranlarını iletti.

[gerçi ukala amerikalıların minnetine gerek yok. onlar hala cehaletlerine mündemiç bir kibirle çalıp oynuyorlar. los angeles times'ın, yakın tarihli bir amerika turnesinde orkestrayı yönetirken karizmatik durmamakla eleştirdiği morricone ancak tahsille edinilebilir bu cehalete cevabını vermiş:"eğer seyirciler duruşum,hareketlerim (gesture) için geliyorsa, (onların )dışarıda kalmaları daha iyi olur"]

Kendisi hala yaşıyor. bana göre clint eastwood'un karizmatik duruşunun , robert de niro'nun son karede bir muammaya dönmüş tebessümünün ardında hep onun kutsal notaları var. hadi yazının sonunda coşayım: param olsa, bastırır bana özel beste yapmasını isterim. yapmazsa onun prensibidir yaparsa yemin ederim tefle,zille oynaya oynaya havalanına inerim, tutuklansam umrumda olmaz. çok şekilsiz şımarırım.



2 Ağustos 2009 Pazar

Media Ventures (Remote Controls)




Hans Zimmer ve saz arkadaşlarının bağlı olduğu şirketin ismi Media Ventures. Şirket günümüzde aktif olarak çalışan birçok kompozitörü bünyesinde barındırıyor. Harry Gregson-Williams, Klaus Badelt, John Powell, Ramin Djawadi, Lisa Gerard, Mark Mancina, Steve Jablonsky gibi isimlerde dahil olmak üzere 50’ye yakın müzisyen çalışıyor. Popüler filmlerin müziklerinin neredeyse yarısından fazlasında bu şirket elemanlarının imzaları var. İsimlerden biride bizden, Pınar Toprak. Çok aktif olmasa da Hans Zimmer’in 1-2 çalışmasında katkısı bulunmuş, sadece kendisinin bestelediği birkaç oyun müziğide mevcut. Daha işin başında sayılır ayrıca kendisinden web sitesine Türkçe dil desteğini koymasını da bekleriz.

John Powell harici diğer tüm isimler için, film müziği severlerin en büyük şikâyetlerinden biri olan, bestelerin tamamının albümlerde yer almaması olayına fazlasıyla katkıda bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Klaus Badelt ise ayrı bir muamma. Elemanın filmlere yaptığı bestelerin neredeyse üçte birinin normal albümleri bile piyasaya sürülmedi. Nedir hikmeti bilmiyoruz ama çok iyi besteleri olan Klaus Badelt’in özellikle 16 blok filmindeki müziklerini dört gözle bekliyoruz…